Ortodonti nedir?
Ortodonti, diş hekimliğinin diş ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi ile
ilgilenen uzmanlık dalıdır. Ortodonti, ayrıca Latince'de düz anlamına gelen
“ortos” ve diş anlamına gelen "dontos” kelimelerinden köken alan bir kelimedir.
Ortodontist kimdir?
Ortodontist, diş ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi konusunda
uzmanlaşmış diş hekimidir. Ortodontist olmak için önce diş hekimliği fakültesini
bitirmek sonra da dört yıl veya daha uzun sürebilen bir uzmanlık ya da doktora
programını tamamlamak gerekir. Bu eğitim sırasında ortodontist, diş hareketini
kontrol etmek (ki bu girişimlerin genel adı ortodontidir) için ve yüz gelişimini
yönlendirmek (bu tedavi yaklaşımı ise çene ve yüz ortopedisi olarak
adlandırılabilir) için gerekli bilgileri öğrenir. Sadece bu uzmanlık veya
doktora eğitimini başarı ile tamamlamış olan diş hekimleri, ortodontist ünvanını
kullanabilirler.
Ortodontik bozuklukların olası nedenleri nelerdir?
1-
Koruyucu hekimliğin hastalara sunduğu olanaklardan yararlanılamamış olabilir;
mesela süt dişlerindeki çürükler "nasıl olsa değişecek" mantığıyla tedavi
edilmemiş, zamanından önce dişler çekilmiş, fluor ve fissür koruyucu
uygulamaları göz ardı edilmiş olabilir.
2-
Genetik faktörler: Özellikle iskeletsel bozukluğu olan bireylerde soy geçmişte
benzer bir anomalinin olup olmadığı önemlidir. Kalıtımsal diş eksiklikleri, dar
üst çene, çapraşışlık problemleri de kalıtımsal olarak çocuğa geçebilmektedir.
Bu durumda ortodontik sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. Yapılması
gereken ise; çocuğu süt dişlenme döneminden başlayarak düzenli diş hekimi
kontrolüne götürmektir.
3-
Kulak-burun-boğaz problemleri: (Bademcik iltihabı, burun ve geniz eti varlığı;
sürekli ağzı solunumu gibi) çene kemiklerinin şekillenmesinde engel
oluşturabilir ve diş sürme bozuklukları yaratabilirler.
4-
Kötü alışkanlıklar: Parmak emme, uzun süre yalancı emzik veya biberon kullanma,
dil emme, dudak emme, kalem ısırma gibi kötü alışkanlıklar da diş ve çene
yapılarında ortodontik bozukluklara neden olabilmektedir.
5-
Bazı kas bozuklukları da ortodontik problemlere neden olabilir.
Ortodontik tedavinin yaşı nedir?
Ortodontik tedavi her yaşta uygulanabilir. Eğer, iskeletsel bir problem yoksa ve
sadece dişlerde çapraşıklık varsa bu bozukluklar, her yaşta ortodontik tedavi
ile düzeltilebilir. Hastanın yaşı sadece hareketin ve tedavinin süresini
etkiler. Ancak, iskeletsel bir sorun varsa, ergenlik döneminin sonuna kadar bu
bozuklukların tedavisi ortopedik tedavi yaklaşımları ile düzeltilebilir.
Yetişkin dönemde ise bu tarz iskeletsel sorunlar, ortognatik cerrahi
operasyonlar ile beraber yürütülen ortodontik tedavi ile düzeltilebilir.
Günümüzde estetik görünmeyen teller (şeffaf braketler) , dişlerin arkasına
takılan teller (Lingual teknik) ve şeffaf
kalıplarla (Invisalign) dişler düzeltilebilmekte.
Ortodontik tedavi ne kadar gereklidir?
Ortodontik tedavi, dişlerdeki çapraşıklığı ve çeneler arasındaki uyumsuzluğu
düzelterek; sadece estetiğe yönelik olmayıp, ileride olması muhtemel dişeti
hastalıkları ve alt çene eklemindeki problemleri önlemenin yanı sıra çiğneme
fonksiyonunu ve bozuk olan konuşmayı düzeltmeye yardımcı olmaktadır. Daha çok
dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi olarak bilinen ortodontik tedavi, kendi
içinde çeşitli tedavi tekniklerini barındırır. Ağızdaki ortodontik soruna göre
hareketli apareyler, fonksiyonel apareyler ve sabit apareyler ile tedaviler
yapılabilmektedir. Fazla karmaşık olmayan ortodontik sorunlar, hasta tarafından
takılıp çıkartılabilen plastik hareketli apareyler ile çözülebilmektedir. Alt
veya üst çenenin yetersiz gelişimi ve aşırı gelişimi için fonksiyonel apareyler
denilen çenelerin belirli bir yöne doğru gelişmesine yardımcı olan araçlar
büyüme-gelişim döneminde kullanılır. Ortodontik tedavide son dönemlerde daha
geniş bir yer tutan sabit apareyler ise, dişlere yapıştırılan ve braket diye
adlandırılan araçların üzerindeki oluklara yerleştirilen tellerin dişleri
hareket ettirmesi felsefesi ile etki gösterir. Bu temel apareyler dışında
yardımcı birçok aparey daha mevcuttur. Aktif ortodontik tedaviler tamamlandıktan
sonra, yapılan tedavilerde geri dönmeleri, bozulmaları önlemek için pekiştirme
tedavileri de büyük öneme sahiptir. Bu tedavi dönemi için pasif olarak çalışan
çeşitli apareyler kullanılmaktadır.
Temelde ortodontik tedavinin asıl hedefleri; çiğneme fonksiyonunun düzeltilmesi,
konuşma fonksiyonunun düzeltilmesi, ağız hijyeninin daha iyi sağlanmasına
yardımcı olunması, estetiğin sağlanması ve hastanın toplum içinde kendine olan
güvenini artırarak psikolojik destek sağlamaktır.
Ortodonti, ayrıca kulak-burun-boğaz uzmanları ile birlikte çalışarak hastanın
burun solunumu yapabilmesine katkıda bulunabilmektedir. Plastik cerrahlar veya
çene cerrahları ile de erişkin hastalardaki iskeletsel sorunların çözümünde,
dudak-damak yarıklı bebeklerin ve çocukların tedavisinde ortak çalışmaktadır.
Ortodonti, diş hekimliğinin diğer dalları ile de sürekli birlikte çalışmaktadır.
Süt
dişlerindeki çürüklerin ve süt dişlerinin zamanından önce çekilmesinin;
ortodontik bozukluklara, daimi dişlerin çene kemiği içerisinde gömük kalmasına
neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.
Ortodontik açıdan süt dişlerinin önemi nedir?
Süt
dişleri, doğumdan sonraki 6. aydan itibaren belirli bir sırayla sürmeye
başlarlar ve yaklaşık 2,5 yaşındaki bir çocukta tüm süt dişleri sürmüş olur. Alt
ve üst çenede toplam 20 tane süt dişi, 6 yaşına kadar ağızda kalmaya devam eder.
Bu dönemden 12 yaşına kadar tüm süt dişleri, sırayla yerlerini daimi dişlere
bırakır. Bu değişim döneminde süt dişlerinde oluşan büyük çürükler ve erken süt
dişi kayıpları, daha arkada bulunan dişlerin bu boşluklara doğru hareketi sonucu
çapraşıklıklara ve daimi dişlerin süremeyerek gömük kalmalarına neden olabilir.
Bu nedenle, süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalmaları oldukça
önemlidir.
Ortodontik bozuklukların oluşumunda süt dişlenme dönemindeki durumlar, tek
başına sorumlu değildir. Ortodontik sorunlar, genetik olarak da anne-baba veya
daha büyük aile üyelerinden çocuklara geçebilmektedir. Bunun dışında, bebeklik
döneminde anne sütüyle yetersiz beslenerek veya biberon ve yalancı emzik
kullanımına yönelik yapılan yanlışlıklar; çocukluk dönemindeki parmak emme,
dudak emme, dil itimi ve ağızdan solunum gibi kötü alışkanlıklar da ortodontik
sorunlara yol açabilmektedir. Ağızdan solunum durumunda burun solunumunu önleyen
sorunlar varsa, bunları gidermeye yönelik olarak kulak-burun-boğaz uzmanlarıyla
ortak çalışılmalıdır.
|